miley harpers bazaar 2010 röportajı

Henüz 17 yaşını bitiren Miley Cyrus'a göre, hayat şöhretle kolayca bölünebiliyor. Ünlü olmadan önce 13 yıl geçirmişti ve o zamandan beri hiç bir şey eskisi gibi olamıyor. Şöhretten önce, çabuk tükenen konser biletleri, kırmızı halılar babası Billy Ray Cyrus ve onun kırık acıyan kalbi(Achy Breaky Heart'ın çevirisidir, o da Billy Ray'in ünlü bir şarkısı.)nin sahip olduğu şeylerdi. "Küçükken çoğu zaman ' Babam neden eve gelince hep uyuyor? Neden benimle oynamak istemiyor? ' dediğimi hatırlarım" diyor. "Şimdi daha iyi anlıyorum. Ne zaman eve gelsem, yaptığım ilk şey küçük kız kardeşime o izin vermeyene kadar sarılmak oluyor."
Yine de, bugünlerde her şey Miley hakkında. Dört yıl önce Hannah Montana adlı bir karakteri oynamak için kontrat imzaladığından beri, çılgın bir üne ulaştı. Ergenliği paparaziler tarafından takibe alındı, gönderdiği her tweet analiz edildi, incelendi. (Gönderdiklerinin dedikodu sitelerine yem olması çok sinirini bozmuştu.) "Bu dünyada her şey çok dramatik." diyor, soundchecki yeni bitirip dinlendiği Long Island'daki bir kolezyumun küçük çirkin bir odasından. Bu geceki konser biletleri, son zamanlardaki tüm konserlerininki gibi önceden tükendi.
Büyük başarısını saymazsak, spot ışığı altında büyümek zorluydu. Bir sürü gazetenin ana manşetlerini yaratan, Annie Leibovitz'in çektiği, Miley'nin çarşafa sarılı olduğu bir fotoğraf bir çok ebeveyni kızdırdı. "Annem ve babam önemli bir fotoğrafçı tarafından çekilen güzel bir fotoğraf gördüklerini düşünürken Amerikalılar neden bu fotoğrafın müstehcen olduğunu düşünsün ki?" diyor Miley, geniş, düz, gri bir t-shirt, düz botların içine sokulmuş dar jeanler içinde. "Bu bize mantıklı gelmiyor çünkü ailem olumsuzluk aramaz. İnsanlar asla ' Ne güzel bir performanstı. ' ya da ' Ne güzel bir fotoğraf. ' demek istemez. Kimse öyle bir şeye bakıp olumlu yanlarını görmek istemez çünkü bu derginin satılmamasını sağlar.
Peki Ağustos'taki Teen Choice Award'da direk ve dondurma arabasıyla yapılan, striptizci gösterisine benzetilen dansa ne demeli? Bir menajer, koruma amaçlı araya girmek istiyor, ama Miley ona gitmesini söylüyor. Ortaya çıkacak en ufak bir sorun için tetikte olan, sorunları çözmeye çalışan insanlara rağmen, Miley kendisi çözebiliyor. "İnsanlar mücadeleyi sever çünkü bu satılır." diyor pes ederek.
"Benim işim bir rol model olmak, ve yapmak istediğim de bu, ama işim bir ebeveyn olmak değil." diyor. "Benim işim çocuğunuza nasıl davranması ya da davranmaması gerektiğini söylemek değil, çünkü ben de hala bunu çözmeye çalışıyorum. O yüzden sorumluluğun bana yüklenmesi bencillik. Ben yapsam da yapmasam da çocuklarınız mutlaka hata yapacaktır. Bu hayatın ta kendisi."
Ve Miley büyümeye hazır. Dördüncü ve sonuncu Hannah Montana sezonunu bu yıl çekecek ve yetişkin izleyici kitlesine hitap eden, Nicholas Sparks'ın babasıyla tekrar iletişime geçen asi bir genç kızın hikayesini anlatan romanı "The Last Song"un filmini çekti bile. "İzleyince insanlar çok şaşıracak." diyor gururla. "Çok derin bir film. Daha huysuz filmler yapmak istiyorum - dolu olarak yürüyüp gittiğin filmler. " Film Tybee Adası, Georgia'da, yazın çekildi ve Miley paparazzileri kovup normal bir genç kız yazı yaşamayı başardı.
"Uçağıma atladım ve annemin kucağında yatıp ağlıyor ve Los Angeles'tan uzaklaşıyor olduğum için çok mutlu olduğumu söylüyordum." diyor. Tybee'de, "Her gece arkadaşlarımla karaoke yaptım. Dans ettim. Los Angeles'ta tüm bunlar büyütülürdü. 'Kiminle çıkıyor? Neden dansediyor?' Kendimi canlı ve gerçek hissettim. Binlerce insan size kim olduğunuzu söylemeden, kim olduğunuzu bilmek çok daha kolay. Kendimi çözüyor gibi hissettim. Genelde birileri hep kulağıma fısıldar, ama bu sefer yalnızdım. "
"Hiç bir yerde bu kadar rahat olmamıştım." diye devam ediyor. Memleketi Nashville hakkında Miley, "Neredeyse oraya ait olmadığımı hissettim çünkü oradaki insanlar oyunculuk ve şarkıcılık hakkında hiç bir şey bilmiyor. Büyüleyici olduğunu düşünürdüler, ama iş olduğunu anlamazlardı. Babam yüzünden zor bir iş olduğunu biliyordum, ve asla bunu yapmak istemezdim. Bir halıdan yürümek asla beni heyecanlandırmadı çünkü bu hep bana normal gelirdi. En eğlenceli kısmı turdu, otobüste bulunmak. Dışarı bakıp 27 semi kamyon görmek ve bütün semi kamyonların senin sahnen için orada olduğunu bilmek çok hoşuma gidiyor."
Bugün kolezyumun dışında, en azından o kadar kamyon vardı, ayrıca hayranları da vardı, anneleri, babaları ve bakıcılarının ellerini tutarak araba parkından içeri akan. Çoğu pembe giyiyor. Pembe yün ceketler, pembe kapşonlu montlar, diş tellerine dolandırılmış pembe lastikler... Bazıları sevgilerini pankartlara yansıtmışlardı. Simler, gazlı kalemler, kabartmalı yazılarla yazılmış SENİ SEVİYORUM MILEY!! Yazıları ve kenarlarındaki gökkuşakları, yıldızlar, unicornlar...
Miley'nin görünümüyse daha sert.(Meleği andıran bir yüzü olmasına rağmen) Saçı uzun kahverengi bir uzantılar karmaşası, ve burnunun bir kısmında küçük, minicik bir altından nokta var. Bir fotoğrafçı bikinisinin biraz altındaki mürekkebi görünteleyince küçük bir skandal patlak verdi. O bir dövme mi? Gerçek mi? Bir Disney yıldızında mı? Aslında, Miley'nin ebeveynleri ve abisi Trace'in de bir sürü dövmesi var. Ama onun sadece bir tane var ve çok yeni; kalbinin altında bir JUST BREATHE yazısı. El yazısı annesine ait ve dövme çok anlamlı; 2007'de Miley'nin en yakın arkadaşlarından biri bir hastalıktan dolayı öldü ve dedesini de akciğer kanserinden kaybetti. "İşleri hafife almamam gerektiğini hatırlatıyor bana. Yani, nefes almak- bu hiçbirinin yapamayacağı bir şey, hayattaki en kolay şey olmasına rağmen. " diyor. "Ve kalbimin yakınına koyuyorum, çünkü hep orada olacaklar."
Peki ya acıtmaz mı? Miley'i herkes iğnelerden korkuyor diye biliyordu. "Eğer anlamını düşünürseniz acıyı unutuyorsunuz." diyor. "Asla anlamsız bir dövme yaptırmam ama eğer hayatınız için önemli, anlamlı bir şey yapıyorsanız acının büyük bir kısmını götürür bence."
Yine de anneler hala endişeleniyor ve kızlarının dövmecilere koşmamasını ümit ediyor. Ne de olsa, onlarca ergen Miley'nin her göz makyajını taklit ediyor. Ama sevgiyi saymazsak, güvensizlik sorunlarını Miley de yaşadı. "Her gün herkese 'Güzel görünüyor muyum?' diye muhtemelen göz kırptığımdan daha çok sorardım." diye itiraf ediyor. Georgia'da, nihayet bunu aşmış. "Güzel hissetmeye başladığımdan değil, rahat hissetmeye başladığımdan. Paparaziye, kameralara, 'Ne giyiyorsun?'lara ve bana bakan insanlara alışmıştım. "
Bu stilini önemsemediği anlamına gelmez. Bir YouTube araştırması Miley'nin kocaman dolabında giymediği giysileri ayırdığı videoyu bulmanızı sağlayabilir. "Ben biraz erkek Fatma'yımdır." diyor. "Alışverişi severim, ama biraz klostrofobiğim. Sadece bir dükkana girip orayı yağmalayıp bir süre onunla idare etmeyi severim." Favori dükkanı? "Barneys. Bir kata çıkıp Prada veya Gucci'nin müthiş çantalarını bulabilir, ya da Marc by Marc Jacobs veya müthiş üstler bulabilirsiniz." Loree Lodkin mücevherlerinin düz Hanes t-shirtlerinin üzerinde durmasını çok seviyormuş. "Kızlar bana 'T-shirt'ünü nereden aldın?' diye sorduğunda 'Hanes ama üstünde 60,000 dolarlık mücevher var.' diyorum ve bu bence çok hoş."
Miley Max Azria'yla çalışarak moda dünyasına adım attı. "Giydiklerime bakıyor ve $16'lık bir şey haline getiriyoruz. Mesela kırmızı halıda omuzluk taktığımı düşünelim, bunu yapıyoruz. Walmart'da daha önce hiç görmediğiniz bir şey!" diyor verimli bir genç kız gibi konuşarak.

Saol bitoşumm (=

önemli deil aşkumm